Malathie Seneviratne ve
Hewa G. Cyril
“Eğitim Haklarının Genişletilmesi” Projesi Sri Lanka koordinatörlüğünü yürüten ve Sri Lanka Dayanışmacı Öğretmenler Sendikası (USLTS) yönetim kurulu üyeleri olan Malathie Seneviratne ve Hewa G. Cyril, telekonferans bağlantısıyla sempozyum açılışında bir selamlama konuşması yaptı.
Farklı toplum ve ülkelerde ya da ailesel bazda, cinsiyet, yoksul ve varlıklı olmak açısından çok ayrımcılık yapıldığına tanık olunduğunu belirten USLTS yöneticileri, temel insan hakları arasında yer almasına rağmen, eğitim hakkından herkesin eşit şekilde yararlanıp yararlanmadığını sormak gerektiğini vurguladı. Buna göre, eğer bu haktan eşit yararlanılamıyorsa sorumlusu kim, bu bağlamda kendilerinin nasıl bir rol oynaması gerekir, kiminle konuşmalı ve sorumlular kendilerini dinler mi, dinlemelerini nasıl sağlamalı, kendilerinin tüm dünyada değişiklik yapacak kadar güçleri var mı, nasıl güçlenebilir, hangi örgütler, nasıl bir destek sunabilir şeklindeki soruların tartışılması ve son kararın da kendileri tarafından verilmesi gerekiyor.
Konuşmalarında Sri Lanka’da eğitimin durumuna dair açıklamalarda bulunan Seneviratne ve Cyril, gelişmekte olan bir ülke olarak Sri Lanka’da, gelişmiş bir eğitim ve öğretim sistemi bulunduğunu ve okuryazarlık oranının %98’lere ulaştığını söyledi. Buna gör ülkenin eğitim ve öğretim sistemi iyi planlanmış durumda, o, sınav odaklı bir sistem, çok sayıda kalifiye öğrenci ve öğretmen yetiştirilmiş durumda, ancak nitelikli eğitim vermekten henüz çok uzak. Sri Lanka’da cinsiyet ayrımına pek rastlanmıyor. Eğitim ücretsiz ve 16 yaş altı tüm öğrenciler zorunlu eğitime tabi. Geçmişte kızları okula göndermenin gerekli olmadığı ve eğitimin onlar için güvenliği azaltacağı düşünüyordu, şimdi bu bakış açısı değişmiş durumda. 1953’te kız çocukları arasında okullaşma oranı %55,5’ken, bu oran, 2010’da %90,8’e erişti. Yerel yüksekokullara kayıtlı 12.526 kız öğrenci, 2009/2010 akademik yılında üniversite kayıtlarının %58’ini temsil etmiştir. Kızların başarısı ücretsiz üniformalar ve kitaplara, 16 yaşına kadar zorunlu ve ücretsiz eğitime dayanıyor.
Malathie Seneviratne ve Hewa G. Cyril, konuşmalarında son olarak, beraberce aynı şemsiye altında olunması ve “Eğitim Haklarının Genişletilmesi” aracılığıyla harika bir dünya kurulması dileklerini dile getirdi.
Francisco García
İspanyol eğitim sendikası FECCOO Genel Sekreteri Francisco García, kısa bir görsel mesaj ile sempozyuma katkı sundu. Genel Sekreter konuklara şu sözlerle seslendi:
“Ülkemizdeki eğitim hakkı, eğitimdeki kesintiler ve sağcı hükümet partisi tarafından yapılan reformlardan çok sert bir şekilde etkilenmiştir. Bu kesintiler, devlet okullarında güvence altına alınması gereken adalet ve eğitim eşitliğinin sağlanması noktasında büyük bir kayba neden oldu. Dezavantajlı azınlık ve sosyal gruplara mensup dezavantajlı öğrenciler ve özellikle de savaş ve silahlı çatışmalardan kaçarak ülkemize gelen göçmenler ve/veya yerinden yurdundan edilmiş öğrenciler için eğitim
hakkı üzerinde kolektif olarak çalışmak önemli. Bu nedenle, eğitime yatırım yapmaya devam etmek ve eğitim hakkının salt kamusal okul sisteminde güvence altında olduğunu unutmamak çok önemli. FECCOO yürütme kurulu olarak teşekkür eder, başarılı bir konferans dileriz”.
Özgür Bozdoğan
Eğitim Sen adına söz alan Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, internet bağlantısıyla açılışa katılarak bir konuşma yaptı. Türkiye’de eğitim ve temel insan hakları konusunda sorunlar yaşadıklarını dile getiren Bozdoğan, eğitimin, Türkiye’de, Orta Doğu ve dünyadaki diğer birçok ülkede olduğu gibi, hükümet ve siyasi güçler tarafından araçsallaştırıldığını, hükümetin kendi politikalarını gerçekleştirmek ve bu bağlamda hiçbir şeyin tartışılmadığı bir ortam yaratmak için kullanıldığını, dolayısıyla da iki boyutlu bir dönüşüm yaşandığını söyledi. Buna göre söz konusu dönüşümlerden ilki özelleştirme ve eğitimin özel sektör tarafından kullanılması, ikincisi ise İslamlaştırma, dini grupların eğitim üzerindeki gücü. Açılan dini okulların sayısı çok arttı, İmam Hatip liselerinin eğitimdeki etkisi hissedilir boyutlara vardı ve görevden uzaklaştırmalar oldukça arttı. Hükümet yeni öğretmenleri seçerken, devlet politikasına karşı çıkan kimselerin Türkiye’de öğretmen olması artık olanaklı değil.
Tüm bunların temel sorunları oluşturduğunu söyleyen Özgür Bozdoğan, en önemli sorunun ise müfredat olduğunu söyledi. Geçen yıl yapılan müfredat değişiklikleriyle birlikte artık bilimin ya da bilimsel bakış açısının eğitimin merkezinde yer almadığını, evrim teorisinin de bundan payına düşeni aldığını aktaran Bozdoğan, hükümet ve muhalefet arasındaki en etkili tartışmanın şu anda eğitim tartışması olduğuna işaret etti.